Emine: Artık dönsek iyi olacak Bülent. Çocuklar beni beklerler. |
We should get back now, Bülent. (Lit., It would be good if we went back now.) The kids will be waiting for me. |
Bülent: Haklısın. Bundan sonra onları da hesaba katmam lâzım tabii. |
You’re right. From now on I’ll have to consider them too, of course. |
Narrator: O akşam. |
That evening. |
Elif: Ödevimi bitirdim annecim (= anneciğim). |
I finished my homework, Mommy. |
Emine: Aferin kızım. Topla kitabını defterini. Çantana yerleştir. Yarın sabaha hazır olsun. |
Good for you, dear. Get your books and notebooks together. Put them in your bag. (So that) it will be ready for tomorrow morning. (Lit., let it be ready) |
Emine: Bak kardeşin de uyudu. Hadi yatalım artık. |
Look, even your brother has fallen asleep. Come on, let’s go to bed now. |
Elif: Peki annecim şimdi. |
OK, Mommy, right away. |
Narrator: Biraz sonra o da yatağına yatmış karışık düşünceler arasında uykuya dalmıştı. Bir ara gözlerini açtı. Ortalık henüz ağarmamıştı. |
In a little while she too had stretched out on her bed and dropped off to sleep amidst a jumble of thoughts. At one point she opened her eyes. It wasn’t light yet. (Lit., The area round about hadn’t turned grey yet.) |
Emine: İçim yanıyor.. Biraz su içeyim. |
I’m burning up. (Lit., My insides are burning.) Let me drink some water. |